DEPREMZEDELERİN HUKUKSAL HAKLARINI HUKUKÇULARA SORDUK...
1- 6 Şubat depremlerinin ardından Adıyaman’da yaşayan vatandaşların haklarıyla ilgili genel başvuru sayısı belli mi? Ortalama kaç dava görülüyor?
2- Adıyamanlı depremzedelerin haklarıyla ilgili dikkatinizi çeken en önemli dava konusu nedir?
3- Adıyamanlılar en çok hangi hakları için Adli makamlara başvuru yaptı?
4- Adıyaman Barosu’nun depremzedeler için sürdürdüğü hizmetler nelerdir? Maddi durumu olmayıp da hakkını arayan vatandaşlar ne yapmalı?
5- Yakınlarını kaybedenler veya kalıcı sakatlık yaşayanlar tazminatlarına ulaşabiliyor mu, ödenen tazminat bedeli yeterli midir?
Deprem ve sonrasıyla ilgili hukuksal süreç takip ediliyor, bazı davalar sonuçlanmış olsa da henüz bitmeyen bir dava süreci söz konusu…
Depremzede vatandaşların çoğu elbette yasal hakları konusunda girişim yaptı ama henüz ne yapacağını ve nereye gideceğini bilmeyen vatandaşların da olduğu görülüyor…
Tüm merak edilenleri sizler için Hukukçulara sorduk. İşte cevapları:
İlimizde yaşanan deprem nedeniyle depremzedelerin hukuki olarak bazı hakları bulunmaktadır. Bunlar ceza davaları, hukuk ve idare davalarından oluşmaktadır. Bununla birlikte delil tespiti dediğimiz kuruma başvurulmuştur. Deprem dolayısıyla hasar gören taşınır ve taşınmazlar için bu işlem yapılmaktadır. Hak sahipliği ve tazminat davaları da en çok yapılan başvurular arasındadır.
CEZA DAVALARI
Ceza davalarının açılabilmesi için ölenin ya da yaralananın eşi ve çocukları, eğer bunlar yok ise yakınları suçun işlendiği yerin Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi vermelidirler.
HUKUK DAVALARI
Hukuk davaları açısından ise depremde ölüm, yaralanma gerçekleşmesi hâlinde ölenin mirasçıları ile belirli yakınları ve yaralanan kişiler, taşınır veyataşınmaz malları zarar gören kişiler, aşağıda açıklanan durumlarda, maddi ve manevi tazminat isteme hakkına sahiptir. Öncelikle depremde meydana gelen zarar, deprem sebebiyle yıkılan, yarılan, düşen yapı eserinin kötü yapılmış veya gereği gibi bakılmamış olmasından kaynaklanmalıdır. Yapı eserinin kötüyapılması bilimsel, fenni, teknik kurallara uygun yapılmaması anlamına gelir. İmar kurallarına ve bilimsel kurallara aykırı biçimde yapılması hâlinde eserin (binanın) kötü (ayıplı) olduğu sonucuna varılır. Eğer binada oturan veya işyeri sahibi kişiler, yapının taşıyıcı kısımlarına zarar verdiği takdirde (duvarları yıkmak, kolonları kesmek gibi) bu davranış “müterafik (birlikte) kusur” sayılır ve duruma göre yapının kötü yapımıyla zarar arasındaki nedensellik bağının kesildiği sonucuna varılırsa sorumluluk doğmayabilir, nedensellik bağının kesilmediği sonucuna varılırsa tazminata hükmedilebilir. Depremde yıkılan yapılar sebebiyle enkaz altında kalan kişilerin aranıp kurtarılması konusundaki faaliyetlerin idare tarafından zamanında, bilimsel ve teknik kurallara uygun biçimde yerine getirilmemesi sebebiyle gerçekleşen ölüm ve yaralanma nedeniyle zarar gören kişiler de maddi ve manevi tazminat isteme hakkınasahiptir.
İDAREYE KARŞI AÇILACAK DAVALAR
Afetler genel anlamda sorumluluğu ortadan kaldıran mücbir sebep olarak nitelendirilmekle birlikte, afetler öncesinde öngörülmesi gereken tedbirlerin alınmaması veya afet sonrası idare tarafından yürütülmesi gereken kamu hizmetlerinin yürütülmemesi veya yetersiz olması durumunda idareler aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmak mümkündür. İdari yargıda tazminat miktarının hesaplanması adli yargıda olduğu gibidir. Maddi tazminat miktarının hesaplanmasında zararın kapsamı, idarenin kusurunun niteliği vevkusur oranı ile idare tüm önlemleri alsaydı ortaya çıkabilecek zarar oranı, sigorta veya müteahhit tarafından ödenen bir tazminat olup olmadığı gibi unsurlar dikkate alınır.
Adıyaman'da bir çok bina yıkıldı ve bir çok can kaybı oldu. Bunlara örnek olarak. Zümrüt İnşaatın binalarında çok fazla kişi vefat etti veya sakat kaldı. Bakın annem, babam, abim, ablam ile beraber 36 kişiyi kaybettik o binada. İçerisinde meslektaşımız Oğuzhan Kılınç da vardı. Hepsi birbirinden kıymetli insanlar. Bahse konu binanın Bilirkişi raporunda dış görünüş ve katsayısıolarak mimari ve statik proje ile uyumlu olmadığı yazıyor. Yapı ruhsatın dakikat sayısı ve yüksekliğin statik proje ve imar durumu ile uyumlu olmadığı yazıyor. Kolon ve kirişlerdeki demirlerin paslı olduğu etriye bükmelerinin olmadığı yazıyor. Bakın bu yapının hatalı olduğu belli. Bu yapıya izin veren Belediye ve Çevre Şehircilik çalışanı olan Kamu görevlileri hakkında Türkiye genelinde izin verilmiş bir soruşturma izni yok. Bu nedenle bazı raporlarda kamu görevlileri Asli Kusurlu bazı raporlarda Tali Kusurlu gösterilmiş. Bu firmanın sahibi Yavuz Karakuş, Ertuğrul Karakuş, Bilal Karakuş'tur. Mimari Proje Müellifi- Mehmet Hakan Önay, Statik Proje Müellifi- Battal Oral, Zemin Etüt Raporu Müellifi- Aydın Öztürk, Mimari Fenni Mesul- Esra İlhan, Statik Fenni Mesul- Sedat Gökay Harıkçı'dır. Buna ek olarak Kamu Görevlileri de hesap vermelidir.