Gazetemizi ziyaret ederek, Nakliye piyasasındaki deprem sonrası fiyat değişikliği hakkında açıklama yapan Yetki Belgeli Adıyamanlı Nakliyeciler; "Deprem sonrası yaşanan fiyat artışlarının sebebi biz değiliz, fırsatçılık yaparak il dışından gelenlerdir" dedi.
Deprem sonrası nakliye fiyatlarındaki artışlar nedeniyle eleştirilere hedef olan Adıyamanlı Nakliyeciler yaşanan sorunların sebebini Gazetemiz Sahibi Hatice Akgoz'e anlattı.
Gazetemizi ziyaret eden "Yetkili Belgeli" Adıyaman Tekin Nakliyat, Adıyaman 02 Nakliyat, Star02 Nakliyat, Eymen Nakliyat ve Yücel nakliyat yetkilileri o dönem yaşanan fiyat kargaşasının sebebinin kendileri olmadığını söylediler.
Heyet adına bir açıklama yapan Adıyamsn Tekin Nakliyat işletmesi yöneticisi Salih Tekin, şunları söyledi:
DEPREM SONRASI TAŞINMA BEDELİNDEKİ ARTIŞIN SEBEPLERİ
Şu eleştiriyi de yetkili kişilere ulaştırılması bakımından önemli buluyorum; Depremin hemen akabinde 'taşınma bedeli olarak hane başına 15 bin lira ödenecektir' duyurusu yapıldı. Çok eleştirdiğimiz Evden Eve Nakliyatçı esnafının otomatikman ücret yükseltmesine sebep oldu. Keşke bu yardım kılıfına uydurularak başka bir dille ifade edilseydi. Bu fiyatlardan hem halk hem de ilgili yetkililer çok rahatsız olmuş olsalar ki hemen akabinde bir genelge yayınlayarak taşıma ücreti için bir tablo belirlediler ve 'mobil asansör ücreti bin lirayı geçmeyecek' denildi. Bu durum yukarıda ifade ettiğim 'taşıma bedelinin 15 bin olarak ödenecek' ifadesiyle son derece çelişkili bir açıklama oldu. Şunu net söylemeliyim ki, deprem sonrasındaki fiyat artışlarının müsebbibi bizatihi ili yöneten ilgili kurumların başındaki öngörüsüz kimselerdir. Yine hizmet ücretlerinin bu kadar yükselmesinin bir başka sebebi de AFAD'ın 'orta hasarlı evlerin de ağır hasar statüsü verilerek yıkılacağı' haberini depremin ikinci haftasında duyrulması ve bunun verdiği panik havası. Mobil asansöre olan talebi hızlı bir biçimde artırdı. Öyle ki buraya dışarıdan 100'den fazla makina gelmesine rağmen yine arz-talep dengesi sağlanamadı. Kısacası 300 bin Adıyaman merkez nüfuslu bir il ve herkes 'evim yıkılacak, eşyamı kurtarıyım' endişesiyle aynı gün taşınmak istedi. Bu da ciddi bir ücret artışına sebep oldu.
"HİÇ ÜCRET ALMADIKLARIMIZ DA OLDU"
Bu ücret artışının sebebi olarak şunu da eklemekte fayda görüyorum; Buradaki yerel esnaf deprem öncesinde evleri hasar gören bu müşterilerimizin evlerini daha önceleri de defalarca taşıdık. Yemeklerinden yedik, çay içtik, biri birimiz çok iyi tanıyoruz. Onların gözlerinin içine baka baka taşınma bedelinin 15 bin 20 bin lira olduğunu söylemek biraz utanma duygusu gerektirir. Biz bu kültürün insanıyız. Yeri geldi hiç ücret almadıklarımız da oldu. Hem depremi bizzat yaşayan, hem mağdur olan yerel esnaf o dönemin fahiş fiyat artışının sebebi değildir. Bunun bizatihi sorumlusu halkı tanımayan, halka tamamen yabancı ve utanma duygusu olmayan, dışarıdan gelen yabancı firmalardır. Peki, biz neden artış yaptık veya yapmak zorunda kaldık, çünkü taşıma bedellerini ev başına yüselttiğiniz zaman işçi maliyeti de otomotikman yükseliyor. Eğer siz yabancı firmanın işçiye ödediğinden daha az ödeme yaparsanız bu sefer çalışacak işçi bulamazsınız. Bu durumda iş yapamazsınız. Yine bu artışa bir başka etki ise çalışanlarımızın depremin etkisiyle ili terk etmeleri. O korku ve yaşanan o travma deprem öncesinde yanımızda çalışan işçilerin evlerin içine girmelerine maalesef müsaade etmedi. Haliyle bu riski yüksek meblağlarla çalıştığımız yabancı işçiler ve Suriyeli vatandaşlarımız eşlik etti. Bunun da az da olsa etkisi oldu. Yani o kaos ortamında, o panik ve karmaşada işler bu şekil de yürümek zorunda kaldı. Çünkü başka türlü olamazdı.
"OLAYLAR ZİNCİRİNDE MAALESEF DOĞRU KARARLAR VEREMEDİK"
Halk bu durumdan çok şikâyetçi de olsa yer yer 'Allah razı olsun' cümlelerini de duymadık değil. Çünkü insanlar canını kurtardı ve malının derdine düştü. İlk etapta beyaz eşyasını ve koltuk takımını kurtardı ve şöyle düşündü 'bu yabancılara verdiğim 15 bin lira ama bugün bir veya iki takım koltuk, bir de beyaz eşya, nerden baksanız 200 bin lira. Bu rantabilite onu az da olsa teskin etti, aldığı kararın doğru olduğuna inandı ve içsel bir huzur geldi. O yüzden teşekkür etti. Tabi bedduasını esirgemeyen de vardı. Ben kendi adıma şu özeleştiriyi yapmayı uygun görüyorum. Kontrölsüz gelişen ve müdahale şansımızın da olmadığı bu olaylar zincirinde maalesef doğru kararlar veremedik ve kötü bir sınav verdik. Ben şahsım adına firma yetkilisi olarak bu depremde hayatına kaybeden kıymetli varandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, kalanlara tekrar tekrar sabır diliyorum. Gerçekten asrın felaketi olarak tanımlanan bu doğa olayını belki de bir kaç asır unutmayacağız ve hep konuşacağız."