TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Ahmet Karer Yurtdaş, hekimlik mesleğinin zorlaşması, güvencesizlik, yoğun çalışma koşulları ve idare baskısı gibi sorunlara dikkat çekerek, mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti.
MERVE GÜVEN
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi (MK) Üyesi Dr. Ahmet Karer Yurtdaş, 3 ayrı şehirde 3 hekimin aynı gün intiharına ilişkin "Bunun yalnızca bir denk geliş olduğunu düşünmüyoruz. Son derece derin, toplumsal ve sağlık sistemi ile ilgili sorunlarla ilişkili olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada da Türk Tabipleri Birliği olarak mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
TTB, önceki gün Adana, Adıyaman ve Mersin'de 3 hekimin aynı gün yaşamına son verdiğini "Hekimlik mesleğinin ve sağlık ortamının ekonomik kriz, güvencesizlik, yoğun ve güvensiz çalışma koşulları, idare baskısı, sağlıkta şiddet gibi birçok nedenle kıskaca alınmasını kabul etmiyoruz" açıklamasıyla duyurdu. Peş peşe meydana gelen intihar olaylarını ANKA Haber Ajansı'na değerlendiren TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Ahmet Karer Yurtdaş, şunları dile getirdi:
"İntihar eden insanlara sebep atamak gibi bir yoldan yaklaşmıyoruz, bunu son derece de yanlış buluyoruz. Bununla birlikte bu konuyu hiç konuşmuyor olmak da çok kabul edilebilir gelmedi bizim açımızdan. Bu konuda hekim kamuoyunda son derece büyük bir yas süreci yaşanıyor diyebiliriz. Büyük oranda son dönemlerde yaşadığımız gerek sağlık ortamındaki geriye gidiş ve çöküş gerekse de ülke politik atmosferindeki demokrasi ve özgürlükler anlamındaki son derece geriye gidişin yarattığı çok zor yaşam koşullarında yaşamak zorundayız. Emek rejimi gittikçe otoriterleşiyor. Bunun çıktılarını biz her gün sağlık ortamında şiddet olarak görüyoruz. Buna karşı bir çözüm üretme arayışlarımızın tamamı bir kriminalize etme çabasıyla kamu otoritesi tarafından karşılanıyor. Aynı zamanda maddi koşulların yetmezliği, hayatın son derece zorlaşması, insanların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri ortamların tamamen ortadan kaldırılması bizlere nefes alacak yer bırakmıyor diyebiliriz.
"BUNUN BİR DENK GELİŞ OLMADIĞINI, TOPLUMSAL VE SAĞLIK SİSTEMİ İLE İLGİLİ SORUNLARLA İLİŞKİLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ"
Hekimlik dediğimiz meslek aslında yaşamla en ilişkili meslektir ve aynı gerekçeyle de en toplumsal meslektir. Ama toplumsallığını tamamen yitirme olarak görebileceğimiz intiharlar aslında bize hekimlik mesleğinin geldiği yer anlamıyla da bir şeyler söylüyor. Bireysel olarak hekim arkadaşlarımızın yaşadıklarını herhangi bir tartışma konusuna ya da onların anısına saygısızlık edecek şekilde, kamuoyunda tartışma yapılacak şekilde ortalığa sermeyi doğru bulmuyor ve kabul etmiyoruz. Bunun yalnızca bir denk geliş olduğunu düşünmüyoruz. Son derece derin, toplumsal ve sağlık sistemi ile ilgili sorunlarla ilişkili olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada da Türk Tabipleri Birliği olarak mücadelemizi sürdüreceğiz