Gündem

Adıyaman Tabip Odası, TMMOB Birliği ve Baro Başkanlığı, deprem felaketinin 18. ay dönümü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi.

Açıklamada, deprem bölgesindeki sağlık, altyapı ve hukuki durumlar hakkında güncel bilgilere yer verilerek, kriz sonrası iyileşme sürecindeki eksiklikler ve ihtiyaçlar vurgulandı. Yetkililerin acil önlemler alması gerektiği ifade edildi.

Adıyaman Tabip Odası, TMMOB Birliği ve Baro Başkanlığı, deprem felaketinin 18. ay dönümü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi.
06-08-2024 20:03
06-08-2024 20:10
ADIYAMAN

Değerli Basın mensupları

6.şubat yıkıcı depremlerin üzerinden 18 ay geçmiş olmasına rağmen, ilimizde Her alanda olduğu gibi sağlık alanında da ciddi sorunlarımız devam etmektedir. Basta merkezi idare olmak üzere birçok kesim tarafından unutulmuş olsa da acılarımız hala çok taze ve çözüm bekleyen sorunlarımız çok fazladır.

Adıyaman Tabip Odası YK olarak hazırladığımız 18.ay raporunda;

Sağlık tesislerinin durumu, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sorunları, 1. Basamak tedaviler, aşılama ve bağışıklama sorunları, tıp eğitimi, akademisyen, asistan ve tıp öğrencilerin sorunları, çevre sağlığı sorunları, hava kirliliği, su, moloz alanları gibi sorunlarımızı bir kez daha dile getiriyoruz.

Sağlık tesisleri; 6 Şubat Depremleri ile Adıyaman genelinde birçok sağlık kurumu olumsuz etkilenmiş; Sağlık İl Müdürlüğü binası ve Merkezde bulunan bir ASM binası yıkılmış, 7 ASM Ağır hasarlı 4 ASM Orta Hasarlı olarak tespit edilmiştir. Kadın doğum ve Çocuk hastanesi ağır hasarlı, üniversite diş hekimliği fakültesi ağır hasarlı hale gelmiştir. Yine Bir özel hastane ağır hasarlı olup yıkılmıştır. Ağır hasarlı olan 1 ASM hala yıkımı beklemekte ve yanı başında konteynerda hizmet vermektedir.

Dünya Sağlık Örgütü 2 adet prefabrik Aile Sağlığı Merkezi (ASM) ve Roche ilaç firması da merkezde 2 Katlı bir ASM yapmıştır. Yine depremden önce ödeneği ayrılan ve inşaatı biten Şambayat belde ASM si hizmete girmiştir. Toplamda sadece 4 adet ASM hizmete açılmıştır.

İlimizde deprem öncesinde bile zor yeten 400 yataklı EAH ana binası, kadın hastalıkları ve çocuk hastalıkları hastanesinin bünyesine taşınması ile beraber ciddi yoğunluklar yaşanmakta, sağlık hizmeti sunumunda ve fiziki anlamda aksaklıklar yaşanmaktadır. Depremden önce bitmesine az bir zaman kalan yeni kadın hastalıkları ve çocuk hastalıkları hastanesi binası bir türlü hizmete açılmamıştır. Bu hastanenin derhal bitirilip hizmete açılması gerekmektedir. Ayrıca ilimizde 2. Hatta 3. Bir hastanenin yapılması şarttır.

Depremden kaynaklı ilimizde birçok sağlık çalışanı ve hekim tayin istemek zorunda kaldı. DHY adı altında zorunlu olarak hekim atamaları yapılıyor olsa da bu hekimlerin karşılaştığı zorluklar, şehrin durumu göz önünde bulundurulduğunda bir çoğu hizmet süresi bittiğinde tekrar tayin istemektedir. İlimiz genelinde deprem sonrasında yapılan atamalara rağmen PDC %50 ve altında olan 45 bölüm mevcut ve 24 bölümde PDC olmasına rağmen hiç hekim olmadığı görülmektedir.

İlimizde akademik anlamda, tıp eğitimi anlamında da ciddi sorunlar devam etmektedir. Deprem sonrası ilimizde ayrılmak zorunda olan akademisyenler, fiziki olarak zor koşulların bulunması kadroların ve asistan kontenjanlarının dolmamasına hatta hiç tercih edilmemesine sebep oluyor. Bazı bölümlerde akademik faaliyetler tamamen kapanmış durumdadır. Hem tıp eğitimi hem asistan eğitimi açısından oldukça sıkıntılı bir durumdur. Akademisyen ve asistanların ilimizi tercih etmesi için pozitif anlamda hiçbir artısı bulunmamaktadır. Akademik kadrolar olarak 2020 yılının bile gerisindeyiz. (Çocuk hastalıkları, kadın hastalıkları ve doğum, KBB, Dermatoloji, dahiliye yan dallar, plastik cerrahi akademik anlamda şu anda sorun olan bazı bölümlerimizdir).

Koruyucu sağlık hizmetleri anlamında da ciddi problemler yaşanmaktadır. Bölgemizde nüfus değişikliği olan Aile hekimi birimleri ve aşı karşıtlığının artıyor olması, ilimizde boğmaca ve kızamık vakalarının sayısında artış görülmektedir.

Bu raporumuzu kendi tecrübelerimiz, gözlemlerimiz, yöneticiler, hekimler ve sağlık çalışanları ile yüz yüze görüşerek, ve araştırmalarımız neticesinde hazırladık. İlimiz için bizler için, acilen İlimizde konteyner ASM, Yeni hastane teslimatı, Hekim ve sağlık çalışanlarının barınma ihtiyaçları, çevre sağlığı gibi sorunlarımıza Derhal çözüm bekliyoruz.

         Adıyaman Tabip Odası YK

6 Şubat depremlerinin üzerinden 18 ay geçti, bir kez daha yaşamını yitirenleri saygı ile anıyoruz yakınlarına başsağlığı diliyoruz. 

Yaşadığımız deprem azımsanmayacak bir deprem olmakla beraber gelinen noktada depremin yaralarının sarılamadığı gibi uzun yıllar sarılamayacağı görülmektedir.

Kalıcı konutların halen bitmemiş olması, konteynerlerde yaşamakta olan insanlarımızı bir hayli zorlamaktadır. Hepimizin bildiği üzere konteynerlerde yaşam geçici olmalıdır. Uzun süreli konteynerlerde yaşamak insanlarımızın psikolojisini de kötü etkilemektedir. 

Kalıcı konutların yapıldığı bölgelerde sosyal donatıların (okul, sağlık ocağı, market vs.) yapımında geç kalınması kısmen biten kalıcı konutlara vatandaşların taşınmak istemeyişine sebebiyet vermektedir. 

Bilindiği üzere yapımı devam eden Kalıcı Konutlar kent merkezinin dışındadır. Bu kalıcı konutların şehir ile bütünlüğü sağlanamazsa gerek sosyal hayatı gerek ticari hayatı olumsuz etkileyecektir. Deprem sonrası şehir görüntüsünden uzaklaşan kentimizin kalıcı konutlarla entegrasyonu sağlanamazsa kentimiz ve kentte yaşayan bizler yeni sorunlarla karşı karşıya kalacağız. 

6 Şubat depremleri açık bir şekilde göstermiştir ki yapı denetim hizmeti en temelde bir kamu görevi olarak ele alınmalı, serbest piyasa koşullarına terk edilmemelidir. Çünkü bir yapı, mülkiyeti ister devlette, ister gerçek kişilerde, isterse özel kuruluşlarda olsun doğrudan toplumun güvenliğini, tarihini, kültürünü, konforunu, ekonomisini ve çevresini etkileyen/ilgilendiren bir varlıktır. Bu özelliklerinden dolayı yapılar kamusal varlıklardır.

6 Şubat depremleri sonrasında ortaya çıkan sonuçlara göre yaşanan yıkımlarda önemli bir özelliğe sahip olan Adıyaman’daki betonun kalitesizliği deprem öncesinden çok da farksız sayılmaz. Halen Adıyaman’da üretilen hazır betonlarda doğal dere çakılı ve dere kumu kullanıldığı bilinmektedir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. 

Yapıların İnşa Aşamasındaki Mühendislik Hizmetleri Hayati Önemdedir. Deprem ve diğer afetlerin yapılarda yaratmış olduğu hasarların çok büyük bir kısmının imalat kusurlarından kaynaklandığı bilinmesine rağmen inşa sürecinin temel aktörü olan şantiye şefliğine gerekli önem verilmemektedir. Uygulamada şantiye şefliği hizmeti sadece resmi prosedürleri tamamlamak amacıyla kağıt üzerinde kalmaktadır. Dolayısıyla Şantiye Şefliği formalite olmaktan çıkarılmalı, her şantiyede tam zamanlı olmak üzere bilgili ve işin gerektirdiği deneyime sahip mühendisler vasıtasıyla yapılması sağlanmalıdır.

Önceden dere yatağı olup zamanla sel suları veya insan kaynaklı doldurulan bölgelerin tespit edilip bu bölgelerin imara kapatılmadan Yerinde Dönüşüm Modelinin uygulanması çok yanlış bir uygulamadır. Acilen böyle yerlerin tespit edilip imara kapatılması gerekmektedir. 

Sonuç olarak, yaşadığımız depremin acılarını unutup yaralarımız sarabilmemiz için toplumun ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Şehrimiz boş arsalardaki moloz görüntüsünden bir an önce kurtulması gerekmektedir. Konut ihtiyacı sorununa çözümler bulunup, sosyal ve kültürel hayatın gelişimi sağlanmalıdır. Vatandaşlarımızın deprem sonrası yaşadığı travmayı atlatabilmesi için sosyal etkinliklerin arttırılması gerekmektedir. Bir kez daha hepimize baş sağlığı diliyorum, normal hayata tam anlamıyla geçeceğimiz güzel günler yaşamak dileğiyle…

Tuncay KAYA

TMMOB

İnşaat Mühendisleri Odası Adıyaman Temsilcisi

SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI ADIYAMAN ŞUBESİ 6

ŞUBAT DEPREMİNİN 18.AYI RAPORU

6 şubat depreminde birçok insan öldü( ölenlerin net sayısı bilinmiyor, yakınlarına

ulaşmayanlarda var), birçok bina enkaz oldu, bir çok bina ağır hasar aldı ve sonradan yıktılar.

Yaşam koşulları bulunmayan Adıyaman da bir çok kişi kenti terk etmek zorunda kalmıştır.

Depremden sonra Adıyaman bir konteyner kente dönüşmüştür. Şuan Adıyaman da yaşam 21

metre karede sürdürülüyor. Adıyaman Merkez de 15.169, buralarda 39,971 kişi yaşamaktadır.

Merkezdeki prefabrik sayısı 3.899 buralarda da 15.628 kişi yaşamaktadır. İlçelerde 5.584

konteyner bulunmakta 16.231 kişi yaşamaktadır. Tüm Adıyaman’da 24.484 konteyner ve

prefabrik yapı bulunmakta, Adıyaman merkez, ilçeler ve köylerde toplam 118 bin kişi

konteyner ve prefabrik yapılarda yaşamaktadır. Adıyaman da 41 bin deprem konutları

yapılıyor. Adıyaman merkez Örenli Deprem Konutlarından 3034’ü teslim edildi. Bu teslim

edilen konutların alt yapı, çevre düzenlemesi ve sosyal donatlar tamamlanmadığı için çoğu aile

geçmiştir. Merkez, ilçe ve köylerle beraber Adıyaman da 8 bine yakın deprem konutu teslim

edildi. Yerinde dönüşüm için 24 bin başvuru alınmıştır.

ADIYAMAN’IN SAĞLIK KURUMLARININ VE KENTİN SAĞLIK DURUMU:

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak Adıyaman’daki sağlık kurumlarının

durumu ve kentin sağlık hakkı için sizlerle bir araya geldik.

6 şubat depreminde Adıyaman merkezde 1 ASM yıkıldı, 8 tane ASM ağır hasar aldı, Kadın

Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ağır hasar aldı, Diş Fakültesi ağır hasar aldı, İl

Sağlık müdürlüğünün binası yıkıldı. 400 yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve 12 tane

ASM hasar almadı.

Ağır hasarlı olan 3 ASM’nin yerine Prefabrik ASM yapıldı, 5 ASM de konteyner de hizmet

vermektedir. Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi 400 yataklı Eğitim ve Araştırma

Hastanesinin 1 branşın koridorunda hizmet vermekte, İl Sağlık Müdürlüğü 1 nolu ve 3 Nolu

ASM’de 2 yerde hizmet vermektedir.

Deprem öncesi yapımı biten 2023 Kasım-Aralık daha sonra da 2024 mart ayında açılışı

yapılması gereken ve şimdi de 2024 Eylül ayında açılacak olan Kadın Doğum ve Çocuk

Hastalıkları Hastanesi var. Deprem döneminde bir ilin Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları

Hastanesi yıkıldı. Depremin üzerinden 18 ay geçmiş ancak halen açılışı yapılmayan bir hastane

var. Şuan bir ilin Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi bir hastanenin bir koridoruna

sıkıştırılmış durumda. Doğum oranı yüksel olan bir il ve depremden dolayı çocukların

hastalanma riskinin yüksek olduğu bir İl de Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yok.

Gebe kadınlar dar, sıkışmış bir koridorda saatlerce bekliyorlar o da tabi ki sıra bulurlarsa.

Günlerce sıra bulamıyorlar sıra bulduklarında da sıra bekleme sırasında ciddi sorunlar

yaşamaktadırlar.

Eski Devlet Hastanesinin yerine depremden önce temeli kazılan bir 150 yataklı devlet hastanesi

vardı, şuan sadece zemin katı bitmiş durumda. Hastanenin ihalesini alan firma aynı zamanda

toki konutlarını da almış, bu firma almış olduğu konutları bitirmek üzere ancak hastanenin 2

yılda sadece zemin katı bitmiş durumda. Zaten deprem öncesi de yoğun olan 400 Yataklı Devlet

Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin de oraya taşınması ile daha da

yoğun oldu. Durum böyle olduğu halde 2023 yılı kasım aralık ayında açılısı yapılması gereken

hastanenin açılışı yapılmadı, deprem öncesi temeli kazılan hastanenin zemin katı yeni bitmiş 

durumda. Bu bir ile reva görülemez. Deprem dönemden sonra hizmete geçmesi gereken, alt

yapısı güçlendirilmesi gereken ilkin sağlık hizmetleridir. Bu ilin siyasetçileri ve bürokratları ne

yapıyor, bu durumu görmüyorlar mı, en azından kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesi

için sahra hastanesi kurulabilirdi. Bugün Adıyaman’da 10 binden fazla konut yapıldı,

bulvardaki rezerv alanlarında binalar yükseldi, ama 2023te açılışı yapılması gereken hastanenin

açılışı bir türlü yapılmadı, 150 devlet hastanesinin zemin katı yeni bitiyor. Zaten tek hastanesi

olan il. Aynı zamanda Adıyaman’da deprem ile birçok engellisi oldu. Bunların çoğu halen

dışarda tedavi görüyor. Sağlık alt yapısının yetersizliğinden dolayı memleketlerine

gelemiyorlar. Depremin etkisinden dolayı ruhsal yapısı bozulan birçok insan var, sağlıksız

ortamlarda yaşam devam ediyor. Bunlara hizmet verecek yeterli bir sağlık hizmeti, sağlık

hizmeti olmadığı halde bir iyileştirmede görülmüyor.

Sağlık alt yapı eksikliği ile birlikte Adıyaman’da birçok branşta Uzman Hekim eksikliği

bulunmaktadır. Özelikle de Göz, KBB ve Cildiyede eksiklikler bulunmaktadır. Özel dal

alanında ciddi eksiklikler var. Çocuk alerjisi, çocuk nefrolojisi gibi özel dal branşlarında

eksiklikler bulunmaktadır. Gelen hekimlerde kalmadan hemen gitmektedirler. Hastanede sıra

bulamama, uzun zaman sıra bekleme gibi sorunlarda yaşanmaktadır. Hastane koridorlarında

belki sıra bekleyenler yok ama telefonlarının başında sıra beklemektedirler. Bizim talebimiz

insanların sağlığa erişim noktasında sorunların yaşamaması, bunun içinde sağlık alt yapısının

güçlendirilmesi ve sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının, çalışma ortamlarının düzeltilmesi

gerekmektedir. İlimize gelen bir hekimi Adıyaman’da nasıl tutabilmeliyiz bunu düşünmemiz

gerekiyor.

Şuan hükümet bir tasarruf tedbirine gidilmektedir. Sağlıkta tasarruf olmaz özelliklede

deprem bölgesi içinde hiç olamaz. Tasarruf tedbirlerinin deprem bölgesinde uygulanmamasını

istiyoruz.

Adıyaman da kentin sağlık durumunu ilgilendiren bir başka durumda TOZ’un halen ciddi bir

şekilde devam etmesi. Yıkılan bina yok ancak alt yapı çalışmalarından dolayı ciddi bir toz

durumu var. Toz olduğu sürece insanların sağlık durumları olumsuz bir şekilde etkilenecektir.

Kentin sağlık durumunu ilgilendiren bir başka konuda konteyner kentlerin yapısıdır. Şuan

Adıyaman bir konteyner kent durumundadır. Çoğu insanlar konteynerlerde yaşıyor. Depremin

üzerinden 18 ay geçmiş insanların çoğu halen konteynerlerde yaşıyor. Konteyner kentler şuan

bir hastalık alanı durumdadır. Başta 21 metre karede yaşam başlı başına sağlıksız bir durumdur.

Beslenmesinden insanın ruh yapısına kadar birçok sağlık durumunu etkilemektedir.

Konteynerlerin alt yapısının yetersizliğinden dolayı lağım suları ciddi sorun teşkil etmektedir.

Konteyner kentlerde düzenli bir şekilde sular akmamakta, çevre düzenlemesi yok, çevre

temizliği yok. Bu durularda ister istemez orada yaşayanların sağlık durumunu ciddi bir şekilde

etkilemektedir.

Şebeke suların içilebilir durumuna yönelik hiçbir resmi kurum tarafında daha herhangi bir

açıklama yapılmamıştır. Bu insanlar şuan şebeke suyu içiyor. Ancak başta belediye olmak üzere

il sağlık müdürlüğü, valilik tarafından şebeke sularının içilebilir durumuna yönelik herhangi bir

açıklama yok. Bir ay önce Adıyaman’da salgın hastalık vardı. Bu salgın hastalık mevsim

şartlarından da dolayı olabilir ama en büyük sebep şebeke sularından kaynaklanmaktadır. Çoğu

zaman şebeke suyunun kirli aktığını çıplak gözle bile görebiliyorsun. Başta belediye ve resmi

kurumlardan bir açıklama bekliyoruz şebeke suları içiliyor mu içilmiyor mu?

Bir diğer sorun Adıyaman’da alt yapı çalışmaları devam ediyor. Alt yapı çalışmalarının

dolgusunda kullanılan malzemede asbest riski var mı yok mu bilmiyoruz, sadece şunu

söyleyebiliriz dolgu için kırıp getirilen beyaz ta dolgunun asbest riskini taşıyabilecek yapıdadır.

Bunun araştırılması ve asbest riski olmayan dolgu malzemenin kullanması gerekir.

Adıyaman’ın tek olan hastanesinde sıra problemi, yoğunluk problemi, personel eksikliği

problemi ile birlikte trafik, araç park alanı sorunudur. Hastanenin dışında bir park alanı

oluşturuldu ancak hastane dışında olduğu için kimse park etmiyor. Bir bakın günde kaç araç

orda park ediyor. Sağlık sorunları için hastaneye gelen hastalar hastane bahçesinde defalarca

gezdikten sonra park alanı bulmaktadırlar. Sağlık durumu için hastaneye gelen kişiler için

sağlıksız bir durumun oluşturulmaması gerekir. 400 yataklının araç park sorunu yetmezmiş gibi

birde yanında diğer hastane açılırsa bu sorun daha çok artacak buna acil bir çözüm bulunması

gerekir. Araç park alanı gibi hastane koridorlarından insan kalabalığından geçilmiyor.

İnsanların tek hastaneye mahkûm edilmesinin bir sonucudur. Bunun için acilen başka

hastanelerin hayata geçirilmesi gerekiyor.

ADIYAMAN AİLE VE SOSYAL HİZMETLER İL MÜDÜRLÜĞÜNÜN VE KENTİN

SOSYAL HİZMET DURUMU:

Deprem döneminden önce kurumsal olarak çocuk alanında Çocuk Evleri Koordinasyon

Merkezi, Safvan Çocuk Evleri Sitesi ve Vartana Çocuk Evleri Sitesi Hizmet veriyordu.

Deprem döneminde Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi ağır hasarlı olduğu için yıktılar,

yerine şuan Çocuk Evleri Sitesi yapılıyor, yapımı bitmek üzere; Vartana ve Safvan Çocuk

Evleri Sitesi deprem döneminde hasar almadı, hasarsızdı. Vartana ve Safvan Çocuk Evleri

Sitesi şuan hizmet vermektedir. Deprem öncesi burada kalan çocuklar il dışına gönderildi, bu

çocukların büyük bir kısmı şuan halen il dışında kalmaktadır. Çocuk Evleri Koordinasyon

Merkezi Şönim ile aynı binada yetersiz bir ortamda hizmet vermektedir. Deprem döneminde

kurulan konteyner kentlerde aile ve sosyal hizmetler il müdürlüğü bütün konteyner kentlerde

psiko-sosyal destek merkezi kurdu. Depremin ilk aylarında bu alanlarda il dışında

görevlendirme ile gelenler çalışıyordu. Haziran-temmuz 2023 tarihi ile görevlendirmeler

bittikten sonra bu alanlarda daha çok proje bazlı çalışanlar ve ek ders karşılığı çalışanlar

çalışmaktadırlar. Aile ve sosyal hizmetler i müdürlüğü bütün konteynerlerde Çocuk dostu alan

kurması gerekir, depremin ilk yılında bütün konteyner kentlerde vardı ancak son birkaç aydır

bazı konteyner kentlerde ASİM personeli bulunmadığı için buralarda da Çocuk Dostu Alanda

bulunmamaktadır.

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün engelli alanında hizmet depremden önce 18 yaş

altı çocuklara yönelik yatılı olarak hizmet veren 80. Yıl Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi

bulunmaktaydı. Binası deprem döneminde hasar almadı. Burada kalan engelliler deprem

döneminde il dışına gönderildi. Bu merkezde ilk aylarda personel ve personel yakınları

kalıyordu. Daha sonra da Kadın Konuk Evi olarak hizmet vermeye başladı, şuan Kadın Konuk

Evi olarak hizmet vermektedir. Başvurusu olan engelliler ya il dışına gönderiliyor yada

Adıyaman’da bulunan özel bakım merkezine yerleştiriliyor. Deprem ile Adıyaman’da yaklaşık

olarak 12 bine yakın engelli olan kişi bulunmaktadır. Adıyaman’ın sağlık alt yapısı yetersiz

olduğu için bunların çoğu dışarda tedavi görmektedir. Eğitim ve Araştırma Hastanesi bağlı

Altınşehir mahallesinde prefabrik yapıdan oluşan Fizik Tedavi Merkezi kuruldu.

ASİM’e bağlı ŞÖNİM deprem döneminde ağır hasar aldığı için yıkıldı. ŞÖNİM şuan Çocuk

Evleri Koordinasyon Merkezi ile birlikte başka binada hizmet vermektedir. İki kurum birlikte 

hizmet verdiği için alan yetersiz bir şekilde hizmet vermektedirler. Tabiki alan yetersizliğinden

dolayı ne kadar sağlıklı hizmet veriliyor o tartışılır… Kadın Konuk Merkezi depremden sonra

80. Yıl Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde hizmet vermeye başladı.

Yaşlılar için depremden önce de Adıyaman’da yatılı herhangi bir kurum bulunmamaktaydı.

Yaşlı ve engelli olduğu zaman öze bakım merkezine yerleştirilmektedir.

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün kendi binası ağır hasar almadı, depremin ilk

gününde hizmet vermeye başladı. Bina ağır hasar almasa da bina içinde sıva çatlakları ve sıva

dökülmeleri var. Hizmet alanların ve orda da çalışanlar olduğu halde ve depremin üzerinden 18

ay geçti bina da herhangi bir tadilat yapılmamıştır.

Kurumsal olarak verilmesi gereken hizmetler verilmektedir.

Afad ve Kızılay tarafından ayık 4.500 tl miktarında durumu uygun olmayanlara ESEN kart

verilmektedir. Esnaflara yönelik Adıyaman’ın değişik bölgelerinden Konteyner Çarşılar

kuruldu. Ancak esnaflar buralarda yeterince çalışamamaktadırlar. Esnafa yönelik şuan

herhangi bir destek verilmemektedir.

06.02.2023 Kahramanmaraş merkezli depremde en büyük hasar alan yerlerden biri Adıyaman

oldu. Depremin ilk zamanları gıda, hijyen, giyim gibi birçok temel ihtiyaçlar ulaşılması en zor

şeylerdi. Sonrasında bağışçılar, gönüllüler, STK kuruluşları ve kamu alanında birçok destek

sağlamaya başladı. Koordinasyonsuzlukla başlayan bu destekler zamanla oturmaya başladı.

Depremden bu yana içme suları, hava kirliliği gibi sorunlar oluştu. Kırsal kesimlerde tek odalı

ve ince yapılı konteynerler verilirken merkez de iki odalı konteynerler teslim edilmiştir. Kırsal

kesimlerde bulunan ailelerin, bulundukları yerlerin coğrafi yapısından kaynaklı birçok

konteyner uçmuş, zarar görmüş ve kullanılamaz duruma gelmiştir. Dağlık kesimlerde ve

kalabalık yaşayan köylüler tarafından yakın il ve çevrelere göç gerçekleşmiştir. İlk olarak kırsal

kesimdeki konteynerlere abonelik bağlanarak elektrik ücretinin ödenmesi istendiği için

köylüler konteyneri kullanmak yerine, göç etmeyenler, kendilerine ayrı çadırlar açmışlardır.

Merkezde de olduğu gibi köylerde de su sorunları yaşanmıştır. Zamanla kuruluşlar tarafından

su depoları dağıtılmıştır. Su durumu bazı yerlerde düzelmeye başlamıştır. Bazı yerlerde bu

problem devam etmektedir. Kırsal kesimde ve bazı merkez konteynerlerde iç içe yaşama ve

hijyen eksikliğinden kaynaklanan bazı hastalıklar ortaya çıkmıştır.

Merkezde konteyner kentlerde yaşayan ailelerde alkol, madde bağımlılığı, aile içi şiddet,

istismar artmaya başlamıştır. Konteyner alanın darlığından kaynaklı mahremiyet sorunu

görülmektedir. Kendi özel bir alanları olmadığından aile içi ve komşular arası şiddet artmaya

başlamıştır. Psikososyal destek büyük bir eksikliktir. Bazı kuruluşlar tarafından bu destek

sağlansa da hala eksikliği görülmektedir.

Kentsel dönüşüm ve ağır hasarlı evlerde yaşayan göçmen aileler çıkarılarak bebek

köyünde büyük bir konteyner kent oluşturulmuştur. Ulaşımı ve olumsuz koşullar

nedeniyle birçok göçmen aile oraya geçmemek için direnmektedir. Ağır hasarlı evlerde

yaşamaya devam edenler olmuş fakat bazıları son çare olarak bebek köyünde açılan kente

geçmeye başlamıştır. Çoğu kuruluş, bebek köyündeki konteyner kentte göçmenler için yoğun

çalışmalar içerisindedir.

Konteyner kentlerde abonelik bağlantısı için duyurular yapılmış ve kent sakinleri

bağlanmaması için yürüyüşler düzenlemiş ve itiraz etmişlerdir. Şu an için bu durum 

beklemededir. Kentlerin yoğunlukta olduğu alanlarda ulaşım problemi yaşanmaktadır.

Minübüs sayısının azlığından kaynaklı sürekli kalabalık olan minibüslerde, dışarda uzun süre

beklemeye devam eden insanlar bulunmaktadır. Kentlerde bulunan kütüphane, etüt merkezleri

eksik ve yetersizdir. Çocukların oyun alanları ve kreşler arttırılmalıdır. Kentlerin güvenliği

yetersizdir. Çocuk kaybolma, kaçırılma gibi olayların önüne geçilmelidir. Artan intihar

riskinden kaynaklı psikolojik destek ve sosyalleşme alanları arttırılmalıdır. Bunu sadece

konteyner kentlerde değil mahalle aralarında da kurslar, aktiviteler ve psikolojik danışmanlıklar

bulunması gerekmektedir. Sürekli yol çakışmaları ve enkaz çalışmaları nedeniyle hava kirliliği

devam etmektedir. Bu nedenden kaynaklı olduğu düşünülen salgın hastalıklar yayılmıştır.

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği tarafından Toplum Merkezi K-13 konteyner kentte kuruldu.

Bu alanda 1 koordinatör, 1 danışman, 1 Sosyal Hizmet Uzmanı, 1 Çocuk Gelişimci ve 1 Bakım

Personeli hizmet vermektedir. Hane ziyaretleri yapılarak konteyner kentin haritalanması

yapıldı. Bu toplum merkezinde kırılgan ve dezavantaj durumunda bulunanlara yönelik psikososyal, koruyu, önleyici hizmetler verilmektedir. Toplum merkezinin kurulduğu konteyner

kentte kalanlara yönelik savunuculuk, hizmetlere erişim, bilgilendirici, geliştirici atölye

çalışmaları, eğimler yapılmaktadır. Çocuk gelişimci tarafından çocuklara yönelik çalışmalar yapılmaktadır. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER