Değerli Basın mensupları
6.şubat yıkıcı depremlerin üzerinden 18 ay geçmiş olmasına rağmen, ilimizde Her alanda olduğu gibi sağlık alanında da ciddi sorunlarımız devam etmektedir. Basta merkezi idare olmak üzere birçok kesim tarafından unutulmuş olsa da acılarımız hala çok taze ve çözüm bekleyen sorunlarımız çok fazladır.
Adıyaman Tabip Odası YK olarak hazırladığımız 18.ay raporunda;
Sağlık tesislerinin durumu, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sorunları, 1. Basamak tedaviler, aşılama ve bağışıklama sorunları, tıp eğitimi, akademisyen, asistan ve tıp öğrencilerin sorunları, çevre sağlığı sorunları, hava kirliliği, su, moloz alanları gibi sorunlarımızı bir kez daha dile getiriyoruz.
Sağlık tesisleri; 6 Şubat Depremleri ile Adıyaman genelinde birçok sağlık kurumu olumsuz etkilenmiş; Sağlık İl Müdürlüğü binası ve Merkezde bulunan bir ASM binası yıkılmış, 7 ASM Ağır hasarlı 4 ASM Orta Hasarlı olarak tespit edilmiştir. Kadın doğum ve Çocuk hastanesi ağır hasarlı, üniversite diş hekimliği fakültesi ağır hasarlı hale gelmiştir. Yine Bir özel hastane ağır hasarlı olup yıkılmıştır. Ağır hasarlı olan 1 ASM hala yıkımı beklemekte ve yanı başında konteynerda hizmet vermektedir.
Dünya Sağlık Örgütü 2 adet prefabrik Aile Sağlığı Merkezi (ASM) ve Roche ilaç firması da merkezde 2 Katlı bir ASM yapmıştır. Yine depremden önce ödeneği ayrılan ve inşaatı biten Şambayat belde ASM si hizmete girmiştir. Toplamda sadece 4 adet ASM hizmete açılmıştır.
İlimizde deprem öncesinde bile zor yeten 400 yataklı EAH ana binası, kadın hastalıkları ve çocuk hastalıkları hastanesinin bünyesine taşınması ile beraber ciddi yoğunluklar yaşanmakta, sağlık hizmeti sunumunda ve fiziki anlamda aksaklıklar yaşanmaktadır. Depremden önce bitmesine az bir zaman kalan yeni kadın hastalıkları ve çocuk hastalıkları hastanesi binası bir türlü hizmete açılmamıştır. Bu hastanenin derhal bitirilip hizmete açılması gerekmektedir. Ayrıca ilimizde 2. Hatta 3. Bir hastanenin yapılması şarttır.
Depremden kaynaklı ilimizde birçok sağlık çalışanı ve hekim tayin istemek zorunda kaldı. DHY adı altında zorunlu olarak hekim atamaları yapılıyor olsa da bu hekimlerin karşılaştığı zorluklar, şehrin durumu göz önünde bulundurulduğunda bir çoğu hizmet süresi bittiğinde tekrar tayin istemektedir. İlimiz genelinde deprem sonrasında yapılan atamalara rağmen PDC %50 ve altında olan 45 bölüm mevcut ve 24 bölümde PDC olmasına rağmen hiç hekim olmadığı görülmektedir.
İlimizde akademik anlamda, tıp eğitimi anlamında da ciddi sorunlar devam etmektedir. Deprem sonrası ilimizde ayrılmak zorunda olan akademisyenler, fiziki olarak zor koşulların bulunması kadroların ve asistan kontenjanlarının dolmamasına hatta hiç tercih edilmemesine sebep oluyor. Bazı bölümlerde akademik faaliyetler tamamen kapanmış durumdadır. Hem tıp eğitimi hem asistan eğitimi açısından oldukça sıkıntılı bir durumdur. Akademisyen ve asistanların ilimizi tercih etmesi için pozitif anlamda hiçbir artısı bulunmamaktadır. Akademik kadrolar olarak 2020 yılının bile gerisindeyiz. (Çocuk hastalıkları, kadın hastalıkları ve doğum, KBB, Dermatoloji, dahiliye yan dallar, plastik cerrahi akademik anlamda şu anda sorun olan bazı bölümlerimizdir).
Koruyucu sağlık hizmetleri anlamında da ciddi problemler yaşanmaktadır. Bölgemizde nüfus değişikliği olan Aile hekimi birimleri ve aşı karşıtlığının artıyor olması, ilimizde boğmaca ve kızamık vakalarının sayısında artış görülmektedir.
Bu raporumuzu kendi tecrübelerimiz, gözlemlerimiz, yöneticiler, hekimler ve sağlık çalışanları ile yüz yüze görüşerek, ve araştırmalarımız neticesinde hazırladık. İlimiz için bizler için, acilen İlimizde konteyner ASM, Yeni hastane teslimatı, Hekim ve sağlık çalışanlarının barınma ihtiyaçları, çevre sağlığı gibi sorunlarımıza Derhal çözüm bekliyoruz.
Adıyaman Tabip Odası YK
6 Şubat depremlerinin üzerinden 18 ay geçti, bir kez daha yaşamını yitirenleri saygı ile anıyoruz yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Yaşadığımız deprem azımsanmayacak bir deprem olmakla beraber gelinen noktada depremin yaralarının sarılamadığı gibi uzun yıllar sarılamayacağı görülmektedir.
Kalıcı konutların halen bitmemiş olması, konteynerlerde yaşamakta olan insanlarımızı bir hayli zorlamaktadır. Hepimizin bildiği üzere konteynerlerde yaşam geçici olmalıdır. Uzun süreli konteynerlerde yaşamak insanlarımızın psikolojisini de kötü etkilemektedir.
Kalıcı konutların yapıldığı bölgelerde sosyal donatıların (okul, sağlık ocağı, market vs.) yapımında geç kalınması kısmen biten kalıcı konutlara vatandaşların taşınmak istemeyişine sebebiyet vermektedir.
Bilindiği üzere yapımı devam eden Kalıcı Konutlar kent merkezinin dışındadır. Bu kalıcı konutların şehir ile bütünlüğü sağlanamazsa gerek sosyal hayatı gerek ticari hayatı olumsuz etkileyecektir. Deprem sonrası şehir görüntüsünden uzaklaşan kentimizin kalıcı konutlarla entegrasyonu sağlanamazsa kentimiz ve kentte yaşayan bizler yeni sorunlarla karşı karşıya kalacağız.
6 Şubat depremleri açık bir şekilde göstermiştir ki yapı denetim hizmeti en temelde bir kamu görevi olarak ele alınmalı, serbest piyasa koşullarına terk edilmemelidir. Çünkü bir yapı, mülkiyeti ister devlette, ister gerçek kişilerde, isterse özel kuruluşlarda olsun doğrudan toplumun güvenliğini, tarihini, kültürünü, konforunu, ekonomisini ve çevresini etkileyen/ilgilendiren bir varlıktır. Bu özelliklerinden dolayı yapılar kamusal varlıklardır.
6 Şubat depremleri sonrasında ortaya çıkan sonuçlara göre yaşanan yıkımlarda önemli bir özelliğe sahip olan Adıyaman’daki betonun kalitesizliği deprem öncesinden çok da farksız sayılmaz. Halen Adıyaman’da üretilen hazır betonlarda doğal dere çakılı ve dere kumu kullanıldığı bilinmektedir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.
Yapıların İnşa Aşamasındaki Mühendislik Hizmetleri Hayati Önemdedir. Deprem ve diğer afetlerin yapılarda yaratmış olduğu hasarların çok büyük bir kısmının imalat kusurlarından kaynaklandığı bilinmesine rağmen inşa sürecinin temel aktörü olan şantiye şefliğine gerekli önem verilmemektedir. Uygulamada şantiye şefliği hizmeti sadece resmi prosedürleri tamamlamak amacıyla kağıt üzerinde kalmaktadır. Dolayısıyla Şantiye Şefliği formalite olmaktan çıkarılmalı, her şantiyede tam zamanlı olmak üzere bilgili ve işin gerektirdiği deneyime sahip mühendisler vasıtasıyla yapılması sağlanmalıdır.
Önceden dere yatağı olup zamanla sel suları veya insan kaynaklı doldurulan bölgelerin tespit edilip bu bölgelerin imara kapatılmadan Yerinde Dönüşüm Modelinin uygulanması çok yanlış bir uygulamadır. Acilen böyle yerlerin tespit edilip imara kapatılması gerekmektedir.
Sonuç olarak, yaşadığımız depremin acılarını unutup yaralarımız sarabilmemiz için toplumun ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Şehrimiz boş arsalardaki moloz görüntüsünden bir an önce kurtulması gerekmektedir. Konut ihtiyacı sorununa çözümler bulunup, sosyal ve kültürel hayatın gelişimi sağlanmalıdır. Vatandaşlarımızın deprem sonrası yaşadığı travmayı atlatabilmesi için sosyal etkinliklerin arttırılması gerekmektedir. Bir kez daha hepimize baş sağlığı diliyorum, normal hayata tam anlamıyla geçeceğimiz güzel günler yaşamak dileğiyle…
Tuncay KAYA
TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası Adıyaman Temsilcisi
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI ADIYAMAN ŞUBESİ 6
ŞUBAT DEPREMİNİN 18.AYI RAPORU
6 şubat depreminde birçok insan öldü( ölenlerin net sayısı bilinmiyor, yakınlarına
ulaşmayanlarda var), birçok bina enkaz oldu, bir çok bina ağır hasar aldı ve sonradan yıktılar.
Yaşam koşulları bulunmayan Adıyaman da bir çok kişi kenti terk etmek zorunda kalmıştır.
Depremden sonra Adıyaman bir konteyner kente dönüşmüştür. Şuan Adıyaman da yaşam 21
metre karede sürdürülüyor. Adıyaman Merkez de 15.169, buralarda 39,971 kişi yaşamaktadır.
Merkezdeki prefabrik sayısı 3.899 buralarda da 15.628 kişi yaşamaktadır. İlçelerde 5.584
konteyner bulunmakta 16.231 kişi yaşamaktadır. Tüm Adıyaman’da 24.484 konteyner ve
prefabrik yapı bulunmakta, Adıyaman merkez, ilçeler ve köylerde toplam 118 bin kişi
konteyner ve prefabrik yapılarda yaşamaktadır. Adıyaman da 41 bin deprem konutları
yapılıyor. Adıyaman merkez Örenli Deprem Konutlarından 3034’ü teslim edildi. Bu teslim
edilen konutların alt yapı, çevre düzenlemesi ve sosyal donatlar tamamlanmadığı için çoğu aile
geçmiştir. Merkez, ilçe ve köylerle beraber Adıyaman da 8 bine yakın deprem konutu teslim
edildi. Yerinde dönüşüm için 24 bin başvuru alınmıştır.
ADIYAMAN’IN SAĞLIK KURUMLARININ VE KENTİN SAĞLIK DURUMU:
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak Adıyaman’daki sağlık kurumlarının
durumu ve kentin sağlık hakkı için sizlerle bir araya geldik.
6 şubat depreminde Adıyaman merkezde 1 ASM yıkıldı, 8 tane ASM ağır hasar aldı, Kadın
Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ağır hasar aldı, Diş Fakültesi ağır hasar aldı, İl
Sağlık müdürlüğünün binası yıkıldı. 400 yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve 12 tane
ASM hasar almadı.
Ağır hasarlı olan 3 ASM’nin yerine Prefabrik ASM yapıldı, 5 ASM de konteyner de hizmet
vermektedir. Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi 400 yataklı Eğitim ve Araştırma
Hastanesinin 1 branşın koridorunda hizmet vermekte, İl Sağlık Müdürlüğü 1 nolu ve 3 Nolu
ASM’de 2 yerde hizmet vermektedir.
Deprem öncesi yapımı biten 2023 Kasım-Aralık daha sonra da 2024 mart ayında açılışı
yapılması gereken ve şimdi de 2024 Eylül ayında açılacak olan Kadın Doğum ve Çocuk
Hastalıkları Hastanesi var. Deprem döneminde bir ilin Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları
Hastanesi yıkıldı. Depremin üzerinden 18 ay geçmiş ancak halen açılışı yapılmayan bir hastane
var. Şuan bir ilin Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi bir hastanenin bir koridoruna
sıkıştırılmış durumda. Doğum oranı yüksel olan bir il ve depremden dolayı çocukların
hastalanma riskinin yüksek olduğu bir İl de Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yok.
Gebe kadınlar dar, sıkışmış bir koridorda saatlerce bekliyorlar o da tabi ki sıra bulurlarsa.
Günlerce sıra bulamıyorlar sıra bulduklarında da sıra bekleme sırasında ciddi sorunlar
yaşamaktadırlar.
Eski Devlet Hastanesinin yerine depremden önce temeli kazılan bir 150 yataklı devlet hastanesi
vardı, şuan sadece zemin katı bitmiş durumda. Hastanenin ihalesini alan firma aynı zamanda
toki konutlarını da almış, bu firma almış olduğu konutları bitirmek üzere ancak hastanenin 2
yılda sadece zemin katı bitmiş durumda. Zaten deprem öncesi de yoğun olan 400 Yataklı Devlet
Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin de oraya taşınması ile daha da
yoğun oldu. Durum böyle olduğu halde 2023 yılı kasım aralık ayında açılısı yapılması gereken
hastanenin açılışı yapılmadı, deprem öncesi temeli kazılan hastanenin zemin katı yeni bitmiş
durumda. Bu bir ile reva görülemez. Deprem dönemden sonra hizmete geçmesi gereken, alt
yapısı güçlendirilmesi gereken ilkin sağlık hizmetleridir. Bu ilin siyasetçileri ve bürokratları ne
yapıyor, bu durumu görmüyorlar mı, en azından kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanesi
için sahra hastanesi kurulabilirdi. Bugün Adıyaman’da 10 binden fazla konut yapıldı,
bulvardaki rezerv alanlarında binalar yükseldi, ama 2023te açılışı yapılması gereken hastanenin
açılışı bir türlü yapılmadı, 150 devlet hastanesinin zemin katı yeni bitiyor. Zaten tek hastanesi
olan il. Aynı zamanda Adıyaman’da deprem ile birçok engellisi oldu. Bunların çoğu halen
dışarda tedavi görüyor. Sağlık alt yapısının yetersizliğinden dolayı memleketlerine
gelemiyorlar. Depremin etkisinden dolayı ruhsal yapısı bozulan birçok insan var, sağlıksız
ortamlarda yaşam devam ediyor. Bunlara hizmet verecek yeterli bir sağlık hizmeti, sağlık
hizmeti olmadığı halde bir iyileştirmede görülmüyor.
Sağlık alt yapı eksikliği ile birlikte Adıyaman’da birçok branşta Uzman Hekim eksikliği
bulunmaktadır. Özelikle de Göz, KBB ve Cildiyede eksiklikler bulunmaktadır. Özel dal
alanında ciddi eksiklikler var. Çocuk alerjisi, çocuk nefrolojisi gibi özel dal branşlarında
eksiklikler bulunmaktadır. Gelen hekimlerde kalmadan hemen gitmektedirler. Hastanede sıra
bulamama, uzun zaman sıra bekleme gibi sorunlarda yaşanmaktadır. Hastane koridorlarında
belki sıra bekleyenler yok ama telefonlarının başında sıra beklemektedirler. Bizim talebimiz
insanların sağlığa erişim noktasında sorunların yaşamaması, bunun içinde sağlık alt yapısının
güçlendirilmesi ve sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının, çalışma ortamlarının düzeltilmesi
gerekmektedir. İlimize gelen bir hekimi Adıyaman’da nasıl tutabilmeliyiz bunu düşünmemiz
gerekiyor.
Şuan hükümet bir tasarruf tedbirine gidilmektedir. Sağlıkta tasarruf olmaz özelliklede
deprem bölgesi içinde hiç olamaz. Tasarruf tedbirlerinin deprem bölgesinde uygulanmamasını
istiyoruz.
Adıyaman da kentin sağlık durumunu ilgilendiren bir başka durumda TOZ’un halen ciddi bir
şekilde devam etmesi. Yıkılan bina yok ancak alt yapı çalışmalarından dolayı ciddi bir toz
durumu var. Toz olduğu sürece insanların sağlık durumları olumsuz bir şekilde etkilenecektir.
Kentin sağlık durumunu ilgilendiren bir başka konuda konteyner kentlerin yapısıdır. Şuan
Adıyaman bir konteyner kent durumundadır. Çoğu insanlar konteynerlerde yaşıyor. Depremin
üzerinden 18 ay geçmiş insanların çoğu halen konteynerlerde yaşıyor. Konteyner kentler şuan
bir hastalık alanı durumdadır. Başta 21 metre karede yaşam başlı başına sağlıksız bir durumdur.
Beslenmesinden insanın ruh yapısına kadar birçok sağlık durumunu etkilemektedir.
Konteynerlerin alt yapısının yetersizliğinden dolayı lağım suları ciddi sorun teşkil etmektedir.
Konteyner kentlerde düzenli bir şekilde sular akmamakta, çevre düzenlemesi yok, çevre
temizliği yok. Bu durularda ister istemez orada yaşayanların sağlık durumunu ciddi bir şekilde
etkilemektedir.
Şebeke suların içilebilir durumuna yönelik hiçbir resmi kurum tarafında daha herhangi bir
açıklama yapılmamıştır. Bu insanlar şuan şebeke suyu içiyor. Ancak başta belediye olmak üzere
il sağlık müdürlüğü, valilik tarafından şebeke sularının içilebilir durumuna yönelik herhangi bir
açıklama yok. Bir ay önce Adıyaman’da salgın hastalık vardı. Bu salgın hastalık mevsim
şartlarından da dolayı olabilir ama en büyük sebep şebeke sularından kaynaklanmaktadır. Çoğu
zaman şebeke suyunun kirli aktığını çıplak gözle bile görebiliyorsun. Başta belediye ve resmi
kurumlardan bir açıklama bekliyoruz şebeke suları içiliyor mu içilmiyor mu?
Bir diğer sorun Adıyaman’da alt yapı çalışmaları devam ediyor. Alt yapı çalışmalarının
dolgusunda kullanılan malzemede asbest riski var mı yok mu bilmiyoruz, sadece şunu
söyleyebiliriz dolgu için kırıp getirilen beyaz ta dolgunun asbest riskini taşıyabilecek yapıdadır.
Bunun araştırılması ve asbest riski olmayan dolgu malzemenin kullanması gerekir.
Adıyaman’ın tek olan hastanesinde sıra problemi, yoğunluk problemi, personel eksikliği
problemi ile birlikte trafik, araç park alanı sorunudur. Hastanenin dışında bir park alanı
oluşturuldu ancak hastane dışında olduğu için kimse park etmiyor. Bir bakın günde kaç araç
orda park ediyor. Sağlık sorunları için hastaneye gelen hastalar hastane bahçesinde defalarca
gezdikten sonra park alanı bulmaktadırlar. Sağlık durumu için hastaneye gelen kişiler için
sağlıksız bir durumun oluşturulmaması gerekir. 400 yataklının araç park sorunu yetmezmiş gibi
birde yanında diğer hastane açılırsa bu sorun daha çok artacak buna acil bir çözüm bulunması
gerekir. Araç park alanı gibi hastane koridorlarından insan kalabalığından geçilmiyor.
İnsanların tek hastaneye mahkûm edilmesinin bir sonucudur. Bunun için acilen başka
hastanelerin hayata geçirilmesi gerekiyor.
ADIYAMAN AİLE VE SOSYAL HİZMETLER İL MÜDÜRLÜĞÜNÜN VE KENTİN
SOSYAL HİZMET DURUMU:
Deprem döneminden önce kurumsal olarak çocuk alanında Çocuk Evleri Koordinasyon
Merkezi, Safvan Çocuk Evleri Sitesi ve Vartana Çocuk Evleri Sitesi Hizmet veriyordu.
Deprem döneminde Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi ağır hasarlı olduğu için yıktılar,
yerine şuan Çocuk Evleri Sitesi yapılıyor, yapımı bitmek üzere; Vartana ve Safvan Çocuk
Evleri Sitesi deprem döneminde hasar almadı, hasarsızdı. Vartana ve Safvan Çocuk Evleri
Sitesi şuan hizmet vermektedir. Deprem öncesi burada kalan çocuklar il dışına gönderildi, bu
çocukların büyük bir kısmı şuan halen il dışında kalmaktadır. Çocuk Evleri Koordinasyon
Merkezi Şönim ile aynı binada yetersiz bir ortamda hizmet vermektedir. Deprem döneminde
kurulan konteyner kentlerde aile ve sosyal hizmetler il müdürlüğü bütün konteyner kentlerde
psiko-sosyal destek merkezi kurdu. Depremin ilk aylarında bu alanlarda il dışında
görevlendirme ile gelenler çalışıyordu. Haziran-temmuz 2023 tarihi ile görevlendirmeler
bittikten sonra bu alanlarda daha çok proje bazlı çalışanlar ve ek ders karşılığı çalışanlar
çalışmaktadırlar. Aile ve sosyal hizmetler i müdürlüğü bütün konteynerlerde Çocuk dostu alan
kurması gerekir, depremin ilk yılında bütün konteyner kentlerde vardı ancak son birkaç aydır
bazı konteyner kentlerde ASİM personeli bulunmadığı için buralarda da Çocuk Dostu Alanda
bulunmamaktadır.
Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün engelli alanında hizmet depremden önce 18 yaş
altı çocuklara yönelik yatılı olarak hizmet veren 80. Yıl Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi
bulunmaktaydı. Binası deprem döneminde hasar almadı. Burada kalan engelliler deprem
döneminde il dışına gönderildi. Bu merkezde ilk aylarda personel ve personel yakınları
kalıyordu. Daha sonra da Kadın Konuk Evi olarak hizmet vermeye başladı, şuan Kadın Konuk
Evi olarak hizmet vermektedir. Başvurusu olan engelliler ya il dışına gönderiliyor yada
Adıyaman’da bulunan özel bakım merkezine yerleştiriliyor. Deprem ile Adıyaman’da yaklaşık
olarak 12 bine yakın engelli olan kişi bulunmaktadır. Adıyaman’ın sağlık alt yapısı yetersiz
olduğu için bunların çoğu dışarda tedavi görmektedir. Eğitim ve Araştırma Hastanesi bağlı
Altınşehir mahallesinde prefabrik yapıdan oluşan Fizik Tedavi Merkezi kuruldu.
ASİM’e bağlı ŞÖNİM deprem döneminde ağır hasar aldığı için yıkıldı. ŞÖNİM şuan Çocuk
Evleri Koordinasyon Merkezi ile birlikte başka binada hizmet vermektedir. İki kurum birlikte
hizmet verdiği için alan yetersiz bir şekilde hizmet vermektedirler. Tabiki alan yetersizliğinden
dolayı ne kadar sağlıklı hizmet veriliyor o tartışılır… Kadın Konuk Merkezi depremden sonra
80. Yıl Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde hizmet vermeye başladı.
Yaşlılar için depremden önce de Adıyaman’da yatılı herhangi bir kurum bulunmamaktaydı.
Yaşlı ve engelli olduğu zaman öze bakım merkezine yerleştirilmektedir.
Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün kendi binası ağır hasar almadı, depremin ilk
gününde hizmet vermeye başladı. Bina ağır hasar almasa da bina içinde sıva çatlakları ve sıva
dökülmeleri var. Hizmet alanların ve orda da çalışanlar olduğu halde ve depremin üzerinden 18
ay geçti bina da herhangi bir tadilat yapılmamıştır.
Kurumsal olarak verilmesi gereken hizmetler verilmektedir.
Afad ve Kızılay tarafından ayık 4.500 tl miktarında durumu uygun olmayanlara ESEN kart
verilmektedir. Esnaflara yönelik Adıyaman’ın değişik bölgelerinden Konteyner Çarşılar
kuruldu. Ancak esnaflar buralarda yeterince çalışamamaktadırlar. Esnafa yönelik şuan
herhangi bir destek verilmemektedir.
06.02.2023 Kahramanmaraş merkezli depremde en büyük hasar alan yerlerden biri Adıyaman
oldu. Depremin ilk zamanları gıda, hijyen, giyim gibi birçok temel ihtiyaçlar ulaşılması en zor
şeylerdi. Sonrasında bağışçılar, gönüllüler, STK kuruluşları ve kamu alanında birçok destek
sağlamaya başladı. Koordinasyonsuzlukla başlayan bu destekler zamanla oturmaya başladı.
Depremden bu yana içme suları, hava kirliliği gibi sorunlar oluştu. Kırsal kesimlerde tek odalı
ve ince yapılı konteynerler verilirken merkez de iki odalı konteynerler teslim edilmiştir. Kırsal
kesimlerde bulunan ailelerin, bulundukları yerlerin coğrafi yapısından kaynaklı birçok
konteyner uçmuş, zarar görmüş ve kullanılamaz duruma gelmiştir. Dağlık kesimlerde ve
kalabalık yaşayan köylüler tarafından yakın il ve çevrelere göç gerçekleşmiştir. İlk olarak kırsal
kesimdeki konteynerlere abonelik bağlanarak elektrik ücretinin ödenmesi istendiği için
köylüler konteyneri kullanmak yerine, göç etmeyenler, kendilerine ayrı çadırlar açmışlardır.
Merkezde de olduğu gibi köylerde de su sorunları yaşanmıştır. Zamanla kuruluşlar tarafından
su depoları dağıtılmıştır. Su durumu bazı yerlerde düzelmeye başlamıştır. Bazı yerlerde bu
problem devam etmektedir. Kırsal kesimde ve bazı merkez konteynerlerde iç içe yaşama ve
hijyen eksikliğinden kaynaklanan bazı hastalıklar ortaya çıkmıştır.
Merkezde konteyner kentlerde yaşayan ailelerde alkol, madde bağımlılığı, aile içi şiddet,
istismar artmaya başlamıştır. Konteyner alanın darlığından kaynaklı mahremiyet sorunu
görülmektedir. Kendi özel bir alanları olmadığından aile içi ve komşular arası şiddet artmaya
başlamıştır. Psikososyal destek büyük bir eksikliktir. Bazı kuruluşlar tarafından bu destek
sağlansa da hala eksikliği görülmektedir.
Kentsel dönüşüm ve ağır hasarlı evlerde yaşayan göçmen aileler çıkarılarak bebek
köyünde büyük bir konteyner kent oluşturulmuştur. Ulaşımı ve olumsuz koşullar
nedeniyle birçok göçmen aile oraya geçmemek için direnmektedir. Ağır hasarlı evlerde
yaşamaya devam edenler olmuş fakat bazıları son çare olarak bebek köyünde açılan kente
geçmeye başlamıştır. Çoğu kuruluş, bebek köyündeki konteyner kentte göçmenler için yoğun
çalışmalar içerisindedir.
Konteyner kentlerde abonelik bağlantısı için duyurular yapılmış ve kent sakinleri
bağlanmaması için yürüyüşler düzenlemiş ve itiraz etmişlerdir. Şu an için bu durum
beklemededir. Kentlerin yoğunlukta olduğu alanlarda ulaşım problemi yaşanmaktadır.
Minübüs sayısının azlığından kaynaklı sürekli kalabalık olan minibüslerde, dışarda uzun süre
beklemeye devam eden insanlar bulunmaktadır. Kentlerde bulunan kütüphane, etüt merkezleri
eksik ve yetersizdir. Çocukların oyun alanları ve kreşler arttırılmalıdır. Kentlerin güvenliği
yetersizdir. Çocuk kaybolma, kaçırılma gibi olayların önüne geçilmelidir. Artan intihar
riskinden kaynaklı psikolojik destek ve sosyalleşme alanları arttırılmalıdır. Bunu sadece
konteyner kentlerde değil mahalle aralarında da kurslar, aktiviteler ve psikolojik danışmanlıklar
bulunması gerekmektedir. Sürekli yol çakışmaları ve enkaz çalışmaları nedeniyle hava kirliliği
devam etmektedir. Bu nedenden kaynaklı olduğu düşünülen salgın hastalıklar yayılmıştır.
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği tarafından Toplum Merkezi K-13 konteyner kentte kuruldu.
Bu alanda 1 koordinatör, 1 danışman, 1 Sosyal Hizmet Uzmanı, 1 Çocuk Gelişimci ve 1 Bakım
Personeli hizmet vermektedir. Hane ziyaretleri yapılarak konteyner kentin haritalanması
yapıldı. Bu toplum merkezinde kırılgan ve dezavantaj durumunda bulunanlara yönelik psikososyal, koruyu, önleyici hizmetler verilmektedir. Toplum merkezinin kurulduğu konteyner
kentte kalanlara yönelik savunuculuk, hizmetlere erişim, bilgilendirici, geliştirici atölye
çalışmaları, eğimler yapılmaktadır. Çocuk gelişimci tarafından çocuklara yönelik çalışmalar yapılmaktadır.