Çocukluk insanoğlunun en güzel, en verimli, en duygusal ve hayata dair en unutulmaz çağlarıdır. Hayatın toz pembe düşleri ile büyüyen, herkesi iyi niyetli belleyen her olguyu ciddiyetle karşılayan, her türlü nazlarını annelerine, babalarına ve diğer yakınlarına yapan, en olmayacak şeyi düşlerinde oldurtan, geleceğe dair tarifi mümkün olmayan güzel hayaller kuran ve bu hayallerin gerçekleşeceğine dair en ufak şüphe duymayan, büyüklerinin her şeye kadir ve güç yetiren kimseler olarak bilen, şu dünya gezegenimizde ve belki de tüm evrende bu yönleriyle meleklere benzeyen tek varlıklardır çocuklar. Böyle mümtaz zamanlardır çocukluk zamanları, ne var ki bu saydığımız olgular normal bir hayat yaşayan çocuklar içindir Filistin’de yaşayan çocuklar için değil. Zira Filistin’de çocuk olmak çok başka bir olgudur.
Filistinli çocuklar daha annelerinin rahimlerinde iken bomba, top, tank ve diğer ateşli silahların sesleri ile tanışmaları başlar. Büyük travma yaşayan anneleri ile başlar travmaları, kimisi bu dünyaya gelmeden göçer ebedi aleme annesi ile beraber. Dünyaya gözlerini açan çocuklar da koca bir kaosun, çaresizliğin, insafsızlığın, merhametsizliğin orta yerinde bulur kendini. Daha gözlerini şu dünyamıza açar açmaz hastane ile birlikte fosfor bombaları ile tanışır minicik bedenleri. En şanslı olanları dahi ya bir kolunu ya bir ayağını ya da şu güzel dünyayı görmeye yarayan gözlerini kaybetmekle başlar yaşam serüvenleri Filistinli çocukların. Zira minik bedenleri tonlarca bombaların altından kurtulmuş hayata tutunmuştur bu o masum çocuklar için büyük bir şans ve büyük bir nimettir. Tüm çocukluk evrelerini her an bir yakınını kaybetmekle geçirirler Filistinli çocuklar. Bazen de ölümün soğuk itici ve karanlık yüzü hayallerinin zirvesi olan okullarda bulur onları ve şu hayattan koparır. Oysa tek suçları ilim, itfan, fen ve diğer erdemleri öğrenmek için gittikleri okullara gitmekti, tek suçları Filistin topraklarında Arap ve Filistinli olmaktı, öz yurt ve vatanlarında yaşamaktı, çocuk olmaktı, genç olmaktı. Filistin’de çocuk olmak ölmek için yeterli sebep ve nedendi. Günlerce, haftalarca iki buçuk milyon insanın en temel ve insani ihtiyaçlardan mahrum edinmeleri, bir bardak suyun bir parça ekmeğin çok lüks olduğu koca metropol bir şehirde yaşamanın, her en ölüm kusan savaş uçakları, fosfor bombaları ve dünyanın en modern ölüm saçan silahlarına maruz kalmanın bir başka adı Filistin’de çocuk olmakla mümkün olabilen bir olguydu Filistin’de Çocuk olmak.
Şayet dünyada beş altı bin fok balığı öldürülmüş olsaydı acaba modern dünyanın tepkisi böyle mi olurdu, şayet ölen çocuklar ak gözlü kara gözlü değil de sarışın, mavi gözlü yeşil gözlü olsaydı acaba nüfusu sekiz milyar olan dünyanın tepkisi böyle mi olurdu. Dünyanın herhangi bir yerinde beş altı bin ağaç kesilseydi birleşmiş milletlerin tepkisi böyle mi olurdu. Mahşeri vicdanda hepimizi yaralayan ve yüreğimizi paramparça eden Filistinli çocuklar için, piru pak ruhlarını Rahmana teslim eden anneler, çocuklar ve Filistin’de hunharca, canice katledilen her bir insan için ve özellikle yüreğimizde dünya insanları ve müslümanları olarak yitirdiğimiz insanlık için EL-FATİHA.
23-10-2023
Abidin GÜZEL
Yahya Kemal 1 yıl önce
İlgiyle takip ediyoruz başarılarınız daim olsun