Gündem

HAK SAHİPLİĞİNDE ADALET YERİNDE DÖNÜŞÜMDE EŞİTLİK VAR MI?

6 Şubat depremleri bizi hak sahibi yaptı ne güzel. Belki de en şanslı nesiliz. adımızın önüne hak sahibi sıfatı eklendi. Yeryüzünde hak sahibi olmak kadar güzel bir şey var mı? Ancak bizim hak sahipliğimiz kaybettiğimiz haklarımızdan sonra oldu. Ne yani kaybedilmeyen hak yok iken hak sahibi mi olunur?

HAK SAHİPLİĞİNDE ADALET YERİNDE DÖNÜŞÜMDE EŞİTLİK VAR MI?
04-08-2024 12:29
04-08-2024 12:31
ADIYAMAN

 Önce tüm haklarını kaybedeceksin sonra uygun görüldüğü veya imkânların izin verdiği ölçüde olanları alacaksın. Kaybolan devesinin yerine deve yavrusu bulan bedevi misali.

Bir yılda evlerimize sahip olacaktık. Gerçi ha bir yıl ha iki yıl fark etmez buna itirazım yok. Kira yardımını alıyoruz eyvallah. 

Şeyh Edebali insanı yaşat ki devlet yaşasın demişti.

İnsanı yaşatan devlet, devleti yaşatan adalettir. Buradaki yaşam canlılığını devam ettirme değil elbette, canlılığı devam eden nice insanlar var dünyada yaşamına hayat denmez, devlet olduğunu iddia eden nice oluşumlar var uluslararası divanda oturacak yerleri yok.

Çok şükür kadim topraklarda, kadim medeniyetin mirası ile kurulan, kadim devletin, kadim vatandaşlarıyız. Bu derin tecrübe ve kültürel birikime sahip olmamızı ancak adalet ile sürdürebiliriz. Ancak bunun farkında olmayan ve hatta farkında olduğu halde pek oralı olmayan bürokrahatik bazı karar uygulamalarla karşı karşıyayız.

6 Şubat depremlerinden sonra milletimiz biz depremzedelere evini sofrasını açtı. 77 il, her ilçe, belde seferber oldu. Devletimiz tüm imkanları ile tahliyelerimizden, tayin haklarımıza, barınma ihtiyaçlarımızdan, sağlık, eğitim imkanlarına kadar takdire şayan bir destek ve organizasyon ortaya koydu. Ancak sonra ne olduysa, AFAD hak sahipliği ve yerinde dönüşüm konusunda aynı enerjiyi göremedik. Devletimizin görevlendirdiği görevliler iyi ve adil bir süreç yürütemediler, henüz yürütebileceklerini de ortaya koyamadılar. 

AFAD hak sahipliği adıyla inşa edilen TOKİ lerin kura işlemleri sağlıklı yapılamadı ve ciddi anlamda adaletsizlikler ortaya çıktı. Deprem öncesi 90 metrekare eski evi yıkılan, birlikte oturduğu oğlu ile anlaşamadığı için 90 ını ikiye bölmüş olan, toplam 4 kişilik aile, iki aile olarak kabul edildi iki daire TOKİ verildi. 200 metre kare 4+1 evi yıkılmış olan, ödediği, harç, vergi vs. kalemleri kat ve kat yüksek olan 7 kişilik aileye eksi 1 ya da zemin kat TOKİ verildi.

Hocam bizim 1+1 47 metrekare evimiz vardı 10 maaşımızla almıştık yıkıldı. Sağ olsun devlet 80 metrekare 3+1 TOKİ verdi diyen ile 10 yıl iki kişi ödedik 170 metrekare evimize 80 metrekare indire zemin kat veya kot 1 verdiler denilen durumlar yaşıyoruz. Bu adil bir dağıtım değildir. Üstelik bu cümlelerin ana vurgusu devlet verdi, devlet yaptı. Öznenin devlet olduğu işler en adaletli işlerdir. Öyle olmalıdır.

Yerinde dönüşüm desteği daha büyük bir proje. Şehri ve bizleri ayağa kaldıracak olan da bu proje aslında. Fakat yıkılan ağır hasarlı olan binalarımızın yıkım işlerinde ve ayrıştırılan hurda demirlerinde zerre insiyatif ve hak verilmeyen bizler, yerinde dönüşüm yapım işlerinde, gidin salt coğunluğu sağlayın müteahidinizi bulun, destek verelim yapın çıkmazı ile karşı karşıya kaldık. 

Salt çoğunluğun kendi ekonomik gücü, istek ve hazları ile alacakları kararlar, salt çoğunluk dışında kalanların inşaat maceralarına sürüklendiği bir sistemin adaletli olduğu konusunda kimse kimseyi ikna edemez. 50+1 in 49 a üstünlüğü demokrasidir ancak adalet değildir. Demokrasinin adalet olmadığını 2002 yılında ki bitirme tezimde söylemiştim ama somut haliyle bunu görmüş oldum.

Nasıl ki her yapı tek tek ihale yapılarak yıkıldı, tek tek ihale yapılıp inşa edilmeliydi. Bir senede oturulacak evler kulağa hoş geldi evet, keşke evler bir senede yapılacak denilmesi yerine bin sene yaşayacak ve nefes alıp yaşanacak şehir vadedilseydi. Biz iki hatta üç sene bekler sabrederdik. 

Vakit var, gelin Adıyaman'da henüz geç kalmamışken yerinde dönüşümlerin temelini adalet ile atalım. Aynı zemin üzerine inşa edilecek olan binaların her biri ayrı usul yöntem ile yapılacak. Yapanın insafına, salt çoğunluğun isafına bırakmayalım. Bu eşit bir durum değil. Çok zor değildir. Her sitenin zeminine göre projeler üretip yaptıralım. Ancak bunun öznesi devlet olursa eşitlik sağlanmış olur. Yapanın insafı yerine yaptıranın inisiyatifi daha adildir ve eşit bir durum ortaya koyar. Devletimiz kurumları ve uzmanları tarafından belirlenecek bir kaç tip proje ile net maliyetler ortaya konulmalı kat maliki hak sahiplerine sunulmalıdır. Aksi halde yaşanacak mağduriyetlerin hesabını kimse yapma ve birbirinden ayrıştırma şansını kaçırmış olacağız. 

Hak sahipliğinde adalet yerinde dönüşümde eşitlik ilesi esas olmalıdır.

Selametle... Bedir YAMAN

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER