Eğitim

KAHTA EĞİTİM SEN İLÇE TEMSİLCİLİĞİ

KAHTA EĞİTİM SEN İLÇE TEMSİLCİLİĞİ

KAHTA EĞİTİM SEN İLÇE TEMSİLCİLİĞİ
14-09-2024 19:06
14-09-2024 19:07
ADIYAMAN

KAHTA EĞİTİM SEN İLÇE TEMSİLCİLİĞİ

Sınıfında arkadaşalrıyla eğitim öğretime başlaması gereken yavrumuz Narin’in acısını paylaşarak başlamak isterim. Dilerim adalet yerini bulur. 

2024-2025 Eğitim-öğretim yılının öğrencilerimize, eğitim emekçilerimize ve velilerimize hayırlı olmasını dilerim. Bir toplumda uygarlık farkındalıkla oluşturulur. Farkındalık oluşturmanın en kolay ve en ucuz yolu da eğitimle gerçekleşir. Uygar, gelişmiş, çözüm üreten, gelişmeleri takip eden bir nesil istiyorsak geleceğimizin toplumunu oluşturacak bugünün öğrencilerine öncelikle nitelikli, temiz, huzurlu bir eğitim ortamı oluşturmamız gerekiyor. Maalesef böyle bir eğitim öğretim ortamının çok uzağındayız. Eğitim sistemimizin varolan sorunlarını bırakın çözmeye kartopu misali yenileri eklenerek büyümeye devam etmektedir. Bu sorunların bir yandan merkezi bir yandan yerel dinamiklerden kaynaklı nedenleri bulunmakta. Bu sorunlardan öğrenciler, eğitim emekçileri ve veliler direkt olumsuz etkilenmektedir. 

Merkezi sorunlardan başlayarak konuyu ele alırsak; MEB yıllardır sürekli değişen eğitim politikalarıyla süregelen bir istikrar tuturamıyor. Eğitime ideoljik yaklaşımından dolayı evrensel değerler ve bilimsellik yok sayılarak öğrencilerimizin gelişimini dar bir cendereye sıkıştırmakta. Piyasacı eğitim anlayışıyla eğitimde özel okulların oranı her geçen gün artmakta. Örneğin, MESEM’lerdeki öğrenci sayısı 160 binken 1 milyon 264 bine ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 5-17 yaş arasında 720 bin çocuk ‘işçi’ olarak çalıştırılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı son verilerde okulda olması gereken 2 milyon 9 bin 480 çocuk örgün eğitim dışında. Türkiye'de özel okulların oranı yüzde 24'e ulaşırken TÜİK’e göre, eğitim harcamaları yüzde 120 artış gösterdi.[veli der in raporu]. Köy okullarının kapatılması, taşımalı sistemin getirdiği sorunlar, bölgemizde çocuk yaşta evliliklerin ve mevsimlik tarım işçiliğinin de çocukların okuldan uzaklaşmasına neden olmakta. Bakanlığın mülakatta diretmesi öğretmen atamalarını geciktirmekte ve halen öğrencilerimiz öğretmensiz okula gidip gelmekteler. Tasarruf tedbirleri kapsamında sınıf mevcutları 40’ın üstünde tutulmakta. Bu durum öğrencilerimizin çağın dışında bir eğitim ortamında eğitim görmesine neden olmakta. Ayrıca öğretmenlerde de norm fazlası olma ya da ders tamamlama adı altında öğretmeni okuldan okula süründürmektedir. Yine Tasarruf Tedbirlerinden kaynaklı okullarda temizlik hizmetleri aksamakta öğrencilerimiz ve eğitim emekçileri temiz ve hijyenik olmayan bir ortamda eğitim faaliyetlerini yürütmeye çalışmaktalar. Bu durum herkesin sağlığını tehdit etmekte. Yıllardır Öğretmenlik Meslek Kanununu(ÖMK) çözmekten uzak bir tutum sergilemekte. MEB maarif modeli müfredatı eğitim bileşenleriyle paylaşmadan, eğitim ortamlarını düzenlemeden yürürlüğe koyarak sorunlara yenisini eklemektedir. Bütün bu sorunlarla beraber birde yerel kaynaklı yaşadığımız sorunlar eğitim emekçilerinin omuzlarına ağır bir yük yüklemekte. Bu yerel sorunlar ne buna eğilelim;

Deprem bölgesi olmasından kaynaklı belli bir bölgede sınıf mevcutlar 40-50 leri bulmuş durumda. Sınıfların birleştirilmesi öğretmenlerde norm fazlası olma sorununa neden olmakta. Bazı okul idarelerinin keyfi tavırları iş ortamı barışını bozmakta, eğittim emekçilerinin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte. Tasarruf tedbirlerinden dolayı okulları temizliği temizlik yapacak personel olmadığı için yapılmıyor. Eğitim emekçileri zor bir durumla karşı karşıya bırakılmakta. Konteyner kentin kapatılacağı söylentisi orada kalan öğretmenleri barınma sorunuyla karşı karşıya getirecek. Denetimsizlik bazı okul idarelerinin keyfi uygulamalarına sebebiyet vermekte. Bu uygulamalar cinsiyetçi yaklaşımlara varmakta. Köy okullarında çalışan öğretmenlerimizin okullara ulaşım ücreti ciddi bir harcama kalemi oluşturmakta.(Yoksulluk sınırı altında olan ücretleri hatırlatmak lazım) Bütün bu sorunlarla beraber yeni angaryalar yüklenen okul idarecilerinin de tükenmişlik sendromu yaşadıklarını gözlemlemekteyiz.  

Bu sorunları tabii çözülmeyecek sorunlar olarak görmüyoruz. Mükemmel olan basittir der düşünürün biri. MEB ideolojik anlayışından vazgeçerek , evrensel, bilimsel, demokratik, liyakat temelli, ayrıştırmayan kapsayıcı bir anlayış ve eğitime bütçe artırarak eğitime yaklaşırsa bu sorunlar en kısa zamanda çözüme kavuşturulabilir. O zaman çocuklarımız rekabetçi, sınav başarısına endeksli sistemden uzaklaşıp kendini geliştiren , öz güvenli, sağlıklı, huzurlu, mutlu, refah ve barış içinde bir gelecekte yaşayabilirler.

                                                                                                            KAHTA EĞİTİMSEN İLÇE YÜRÜTME KURULU

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER