
Vaktinden Önce;
ADIYAMAN
"Vaktinden önce gider mi insan ?.
Gidiyorlar işte !.
Duvarda hırkaları, cebinde fotoğrafları,
sevdiği türküleri evdeki yerini....
Herşeyi dağıtıp gidiyorlar hem de ..
"Gidiyorum" bile diyemeden"
“Yusuf Hayaloğlu”
Biz karanlıkta tütün içmek istedik,
Gözlerimiz çakmak taşından daha parlak, ruhumuz diri,
Üç kere açıp kapadık , tütünümüzü yaktık.
Senin elinden üç nefes içtim
Üç bin yılın baharını ve umudunu yaşadım,
Ellerimizi üç kere tutarak yıldızları çağırdık ve evreni selamladık,
Saklanıp aralarında sıkıca sarıldık birbirimize,
Beş bin yılın sarılmasıydı yaşadığımız hasret,
Gözlerimizin içine üç kere baktık
Babil'in asma bahçelerini ve Mezopotamya’nın bereketini gördüm her seferinde,
Beş bin yıllık umudu içtik dudaklarımızda,
Beş bin yılın umuduyduk senin bahçende,,
Gölgemizle Üç kere ayaklarımıza dokunduk,
Güneş yol oldu önümüzde
Beş bin yıldır yürüyoruz ellerimizi hiç bırakmadan ,
Birbirimize bakarak ağız dolusu çok güldük,
Sevgimizle Beş bin yılın gülmesini taşıyoruz,
Ellerimi üç kere yüzüne sürdüm
Beş bin yılın mavisi bulaştı tenime,
Dokunduk üç kere kalbimize
Tam üç kere
Ben beş bin kere öldüm
Beş bin kere dirildim
Bu aşkı beş bin yıldır yaşıyoruz birlikte,
Yaşadıklarımız senin sevginin hürmetine…
Ne çok derdimiz varmış
Hepsini yükledik çaya, tütüne,
Sevince içtik
Çay, tütün aşktır dedik
Dertlenince içtik
çay, tütün sırdaştır dedik
Ağlayınca içtik
çay, tütün yoldaştır dedik
Gülünce içtik çay, tütün
mutluluktur dedik
Çay, tütün şifadır dedik içtik ve Dostluklar yarım kaldı…
Derleyen :
Osman Özdemir
Jeoloji Mühendisi